Abdullah Çatlı'nın, 9 Ekim 1978'de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP'linin öldürülmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğu iddialarına ilişkin tutuklama kararı olayın üzerinden 4 yıl, 4 ay geçmesinden sonra gerçekleştirilebildi.
Çatlı,
12 Eylül Darbesi'ni izleyen aylarda yurt dışına çıktı.
Bulgaristan ve
Viyana'da bir süre kaldı. 22 Şubat 1982'de,
İsviçre'de Mehmet Özbay adına düzenlenmiş pasaport ile yakalandı, ancak serbest bırakıldı. 22 Ekim 1983'de
Paris'te
MİT ile ilişkiye geçtiği ve
ASALA'ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerine yer aldı.
[kaynak belirtilmeli] 22 Ekim 1984'de Paris'te yakalandığında üzerinde Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport vardı. Çatlı,
Fransa'da 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 16 Eylül 1985'de
Papa Suikasti davasında tanık olarak konuştu.
Oral Çelik'in suikast ile ilgisi olmadığını, Ağca'nın
Bulgar ajanı olabileceğini iddia etti. Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından 7 yıl ceza aldığı İsviçre'ye iade edildi. 21 Mart 1990'da Bostadel Cezaevi'nden kaçtı.
1993'de Türkiye'ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş pasaport ile gözaltına alınan Çatlı, aynı tarihte serbest bırakıldı. Çatlı'nın 26 Nisan 1996'da Ömer Lütfü Topal ile aynı uçakta
Kıbrıs'a gittiği ve aynı otelde kaldıktan sonra 1 Mayıs 1996'da geri döndüğü de kayıtlardan ortaya çıktı.
Abdullah Çatlı Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde ceza almamış bir hüküm giymemiş ve yargılanmamıştır.
Ölümü
3 Kasım 1996'da
Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında tarihe
Susurluk kazası olarak geçen trafik kazasında öldü. Kaza sırasında Çatlı'nın yanında, arka sol tarafta oturan Gonca Us ve arabayı kullanan İstanbul eski emniyet müdür yardımcısı
Hüseyin Kocadağ da ölmüştür. Aracın içindeki dört kişiden yalnızca dönemin DYP milletvekili
Sedat Edip Bucak kurtulabilmiştir.
Nevşehir'de yapılan cenaze törenine, 4500 kişilik bir topluluk katıldı. Türk bayrağına sarılı tabutu Necdet Ersan Mezarlığına defnedildi.
Ölümü hakkında komplo teorileri mevcuttur kaza yapan aracın fren sisteminin bozulması ve kazadan sonra boynu kırılarak öldürüldüğünü bunların başında gelmektedir.
[8] [9]